Üç kadın arkadaş bir kaza sonucu aynı anda hayatlarını kaybedip cennete
giderler. Cennetin kapısında onları karşılayan melek:
"Sizin burada uymanız gereken tek bir kural var: ördeklere dikkat edin sakın
üstlerine basmayın" der.
Sonra kapı açılır üç kadın cennete girerler. Gerçekten de etraf ördek
doludur. Üstlerine basmamak adeta imkânsızdır. Dikkat etmesine rağmen
kadınlardan biri kazayla bir ördeğin üstüne basar. Hemen bir melek belirir.
Yanında son derece çirkin bir adam vardır. Kadını kolundan adama kelepçeler
ve
"Ördeğin üstüne basmanın cezası olarak sonsuza kadar bu çirkin adama
kelepçeli olarak yaşayacaksın" der.
İkinci gün kadınlardan biri yine kazayla bir ördeğin üstüne basar ve melek
anında yanında çok çirkin bir adamla gelip onları kadına ceza olarak
birbirlerine kelepçeler.
Üçüncü kadının gözü bu olaylardan çok korkar. Diğerlerinin akıbetine
uğramamak ve sonsuza kadar çirkin bir adama kelepçelenip yaşamamak için her
attığı adıma çok dikkat etmeye başlar. Aradan aylar geçer ve hiçbir ördeğin
üstüne basmaz. Derken bir gün bir melek belirir. Bu kez yanında boylu poslu
inanılmaz derecede yakışıklı bir adam vardır. Melek hiçbir şey söylemeden
yakışıklı adamla kadını kelepçeler ve yine birşey söylemeden çeker gider.
Kadın mutluluktan uçmaktadır. O güne kadar gördüğü en yakışıklı adamla
kelepçelenmiştir. Adama döner ve:
"Ben acaba ne yaptım da sonsuza kadar senin gibi yakışıklı bir adamla
birlikte olmayı hak ettim?" diye sorar.
Adam suratı asık bir şekilde cevap verir:
"Vallahi seni bilmem ama ben az önce bir ördeğin üstüne bastım."